Dr. Sadık Ahmet Kimdir?
Batı Trakya'daki Gümülcine vilayetinin Küçük Sirkeli köyünde 1947 yılında
dünyaya gelen Dr. Sadık Ahmet,İlk öğrenimi
kendi köyünde, orta öğrenimi ise il merkezindeki Celal Bayar Lisesi'nde tamamlamıştır. 1966-1967 öğrenim yılını Ankara Üniversitesi Tıp
Fakültesi'nde geçirdikten sonra, Selanik
Üniversitesi Tıp Fakültesine girdi. 1974 yılında aynı fakülteden hekim olarak
mezun olduktan sonra, 34 ay süren askerlik görevini yerine getirdi. Bunun
ardından, bir yıllık zorunlu hekimlik hizmetinden sonra 1978 yılında Batı
Trakya’ya dönüp cerrahlık ihtisasına başladı.
Cerrah unvanını 1984 yılında edindi ve aynı dönemde Batı Trakya Türklerinin toplumsal sorunlarıyla ilgilenmeye başladı.
Bu sorunların başında Yunanistan’ın Batı Trakya Türk
azınlığının etnik kimliğini tanımaması ve onun
yerine Lozan
Antlaşması'na sığınarak dini kimliği kullanması
gelir. Bunun yanı sıra, çoğunluğu çiftçilik ve hayvancılık ile uğraşan Batı
Trakya Türklerinin topraklarının kamulaştırılması, insan haklarına aykırı olarak 1955-1998 yılları arasında Yunanistan
vatandaşlık yasasının 19. maddesi gereği 46.638 Batı Trakyalı ve On İki Adalı Türk’ün vatandaşlıktan çıkarılması ve Lozan
Antlaşması 'na aykırı olarak Batı Trakya Türk
azınlığının eğitim kurumu kurup denetleyememesi ve dini önderini seçme hakkının
gasp edilmesi diğer önemli sorunlar arasındadır.
Sadık Ahmet, 1985'te Batı Trakya'daki hak ihlallerine dikkati çekmek için
imza kampanyası başlattı ancak 1988'de kampanya nedeniyle 30 ay hapis cezasına
çarptırıldı.
“Türk” dediği için hapis cezası aldı
Ahmet, Batı Trakya Türklerine "Türk" diye hitap ettiği için
1990'da yine hapis cezasına çarptırıldı.
“Türk olmak suçsa, şunu tekrarlıyorum: Türk'üm ve öyle
kalacağım”
Hapse girmeden önce, "Sadece Türk olduğum için hapse götürülüyorum.
Eğer Türk olmak suçsa, şunu tekrarlıyorum: Türk'üm ve öyle kalacağım."
şeklindeki en bilinen yorumlarından birini yapan Dr. Ahmet'in Gümülcine'de
görülen mahkemesine binlerce kişi akın ederek, Ahmet'e destek için binanın
dışında "Biz Türk'üz" sloganları attı.
1995 yılında kaleme aldığı “Batı Trakya’da Yaşayan Türk Toplumunun
Şikayetleri ve İstekleri” adlı yazısında Sadık Ahmet şunların altını çizdi:
“Batı Trakya Yunanistan’a bırakıldığı günden beri
Yunan yönetimleri daima Türk toplumlarını kendileri için bir tehlike olarak
gördü. Bu düşünceden hareket edilerek uygulanan politika şu 2 ana başlık
altında toplanıyor. Birincisi; Türk toplumunu göçe zorlamak, ikincisi ise; Göç
olmadığı takdirde asimile edebilmek.”
Yunanistan’ın “Türk” kimliğini inkarı
Dr. Sadık Ahmet yine aynı başlıklı yazısının “Türk Kimliğinin İnkarı” alt
başlığında şu açıklamaları yaptı:
“Ana dilinin Türkçe olması, gelenek-görenekler, din
ile milli varlıklar, azınlığın Türk olduğunu açıkça ortaya koyar. Yunan devlet
yetkilileri ile yönetimin her kademesinde toplumun ırkı inkar edilerek yalnız
Müslüman olduğu ileri sürülüyor. Daha da ileri gidilerek toplumun ırkının Yunan
olduğunu dahi söyleme cüreti gösteriyorlar. Bu iddiaların savunulabilmesi için
1928’de kurulan ‘Gümülcine Türk Gençler Birliği’, 1936’da kurulan ‘Batı Trakya
Türk Öğretmenler Birliği’ ve daha sonra kurulan ‘İskeçe Türk Birliği’
kapatılarak, Batı Trakya’da Türk yok, Türk sadece Türk vatandaşlığını ifade
eder fikrinden hareketle Bidayet, İstinaf ve daha sonra da Temyiz Mahkemesi
kararları ile birliklerin kapatılmasını onayladı."
Yunan devletinin bu uygulaması, İnsan Haklarının ve Temel Özgürlüklerin
Korunmasına İlişkin Sözleşmenin 14’üncü maddesine aykırı.
Yunanistan’ın “Türk” inkarı bitmedi
Yunanistan günümüzde hala Türk kimliğinin inkarına devam ediyor.
Geçtiğimiz aylarda, Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis, İskeçe'nin
Paşevik köyünde bir devlet anaokulunun öğretmen ve öğrencileriyle video
konferans gerçekleştirdi.
Burada yaptığı konuşmasında, "Türk" kelimesini kasıtlı olarak
kullanmamayı tercih etti.
Miçotakis,Türk azınlığı inkar
siyasetine devam ediyor
Yunanistan AİHM'in kararına direniyor
Türk köylerine "Pomak köyleri", azınlık çocuklarına da
"Yunan çocukları" dedi.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin 2008'de Yunanistan aleyhine verdiği
kararda, derneklerin isimlerinde "Türk" sözcüğünü taşıma hakları
bulunduğunu hükme bağlamasına rağmen Yunanistan bu hakkı Türklere tanımamakta
direniyor.
Batı Trakya Türklerinin ilk ve tek siyasi partisi
Yunanistan'da 1989 yazı ve 1990 baharında düzenlenen genel seçimlerde
aldığı yüksek oranda oylarla, bağımsız milletvekili olarak meclise giren Dr.
Sadık Ahmet, 1991'de Batı Trakya Türklerinin ilk ve tek siyasi partisi,
Dostluk, Eşitlik ve Barış Partisi'ni (DEB) kurdu.
Yunanistan, Sadık Ahmet'in seçilmesini engellemek için hem siyasi partilere
hem de bağımsız adaylara yüzde 3’lük seçim barajı koydu.
Dr. Sadık Ahmet, Batı Trakya'da, Yunanistan devletinden 1970 ve 1980'ler
boyunca baskı gören 150 bine yakın Müslüman-Türk halkının liderliğini üstlendi.
Sadık Ahmet “Batı Trakya’da Yaşayan Türk Toplumunun Şikayetleri ve
İstekleri” yazısını şu sözlerle bitirdi.
’’Batı Trakya Türk’ünün
de doğup büyüdüğü yerde insanca yaşama hakkına, ırkına diline,dinine,gelenek ve
göreneğine,eşit vatandaş gibi yaşamasına saygı duyulmasını istiyor ve
bekliyoruz.’’
Lozan Barış Antlaşmasının 73.Yıldönümünde Şüpheli bir
trafik kazasında hayata veda etti.
Işık Hanımla Evlenen Levent ve Funda adında iki çocuk babası olan
Dr. Sadık Ahmet; Batı Trakya Türk azınlığının haklarının imza altına alındığı
Lozan Antlaşmasının 73.yıldönümünde 24 Temmuz 1995'te 48 yaşındayken
şüpheli bir trafik kazası sonucunda hayata veda etmiş, kabri Yunanistan
Gümülcine’ dedir.
Kaynak:AA
Haber
:TDİHD Web Haber Erol ŞAHİNGİL