" Herkes Yasa Önünde Eşittir ve Ayrım Gözetilmeksizin Yasanın Korunmasından Eşit Olarak Yararlanma Hakkına Sahiptir... "

Haberler

Kıbrıs Milli Koordinasyon Komitesinden Saygıdeğer Halkımıza Duyurulur..

shadow

                                                          KIBRIS

                                    MİLLİ KOORDİNASYON KOMİTESİ

                                     National Coordinating Committee

                                                        Of Cyprus

                     KIBRIS MİLLİ KOORDİNASYON KOMİTESİNDEN

                            SAYGIDEĞER HALKIMIZA DUYURULUR

 

20 Temmuz 1974 Mutlu Barış Harekatı’nın 45. yıldönümünü bir takım olumsuz

gelişmelere rağmen yine de her yıl olduğu gibi yarınlara umutla bakarak sevinçle

kutlamaktayız!...

 

Emperyalist güçlerin yalnız Kıbrıs’ta değil, bu coğrafyada Türk varlığına tahammül edemediğinin farkındayız.

Bölgemizdeki gelişmeler ve Kore’de silah arkadaşlığı ile başlayan sözde dost ve

müttefik ABD’nin geçmişte Johnson mektubu ile gösterdiği çirkin Amerikalı yüzünü bu

günlerde tekrar görmek malumun ilanından başka bir şey değildir bizim için.

Kıbrıs’ın göbeğinde yer aldığı Doğu Akdeniz’de “Hidrokarbon Yatakları” ile son

gelişmelerin ışığında coğrafyanın yeniden şekillendirilmek istenmesi; Batı’nın şımarık

çocuğu Rum’un yüreklendirilme faaliyetleri, KKTC Türküne yaşam hakkı vermeme

gayretleri “Şark Meselesi”nin sürdürülmekte olduğunun bariz belirtileridir.

2017’de İsviçre’de başlayan görüşmelerde Kıbrıs’ta “tek devlete geçiş” komedisi

adı altında; Türk varlığını tehlikeye sokacak, 1960 kazanılmış haklarından geriye gidişe sebep olacak bir süreç maalesef işletilmeye çalışılmıştır.

 

Bu süreç işlerken emperyal güçlerin çıkarları için adada İngiliz üslerine ek olarak; Rum bölgesinde Fransa’ya da, ABD’ye de üs verilmesi suretiyle yalnız Kıbrıs Adası’nın değil bölgenin kontrolü tamamen ele geçirilmek istenmiştir.

Ne var ki Doğu Akdeniz’de Kıbrıs ada sahanlığındaki enerji kaynakları ile ve

Bakü-Ceyhan enerji hattının Akdeniz’e ulaştığı noktada Kıbrıs’ın jeostratejik konumu

emperyal güçlerin olduğu kadar, Türkiye’nin de bölgesel çıkarları ve güvenliği açısından önem arz etmektedir.

 

İngiliz’in, Fransız’ın bölgede hâkimiyet elde etmek için üs bulundurması; ABD’nin kalıcı olarak Ortadoğu ve Doğu Akdeniz’e yerleşme ve bölgeyi şekillendirme gayretleri içerisinde olduğu bu süreçte, Türkiye’nin Kıbrıs Türk’ünün geçmişte yaşadığı acı günleri tekrar yaşamaması için adada varlığını muhafaza etmesi, bölgesel istikrar için olduğu kadar Kıbrıs Türk’ünün yarınlarının da garantisidir.

Bu gerçeklerin farkında olan, kazanılmış haklardan taviz vermemek kararlılık ve azmini muhafaza eden, mücadeleci ruhla mücehhez mücahit Kıbrıs Türk’ünün kırgınlığına,burukluğuna rağmen, azim ve cesaretle ve de güven duygusuyla yarınlara ve Anavatan’a bakmakta ve de bu mutlu günü kutlamakta olduğunun idraki içerisindeyiz.

 

Crans-Montana’da başlatılan Temmuz 2017 görüşmeleri ve takip eden diğer

temaslar, Rumların kabul edilemez istekleri üzerine kesilmiştir.

Bölgedeki son gelişmeler; ABD, İngiliz ve Fransız donanmalarına ait savaş

gemilerinin tehditkâr bir şekilde boy göstermesi ve de AB’nin Türkiye’ye dönük yaptırım kararı söylentileri ortamı germekte, Kıbrıs Rumlarını ve Yunanlıları

küstahlaştırmaktadır.

Kıbrıs Rum kesimi ve Yunanistan Türk milletinin büyük fedakârlıkla uzattığı dostluk

elini daima reddetmiş, Büyük Yunanistan idealini hiç terk etmediklerini her fırsatta

göstermişlerdir.

AB kararlarının oy birliği ile alındığı gerçeğinden yola çıkarsak; AB üyesi

Rumların karşısında gerek KKTC, gerekse Anavatan Türkiye olarak haklı hiçbir

davamızda hakkımızın bize teslimini bekleyemeyiz.

Bu yüzdendir ki Ege’de 18 adamız ve 1 kayacık Yunanistan tarafından işgal edilip,

tam teçhizatlı asker yığınağı yapılıp, Türkiye’ye karşı hasmane tutum sergilenirken

herkes seyirci kalmaktadır. Ege’de oluşan bu olumsuz tablo Kıbrıs’taki olası gelişmelere karşı yeni bir cepheleşmenin işaretidir.

 

Büyük Atatürk’ün: “-Hazır ol cenge, istiyorsan sulh-u salah” sözünün gerçek

olduğu; Ege, Akdeniz ve Karadeniz’i kapsayan “Mavi Vatan” tatbikatı ile dosta düşmana gösterilmiştir.

Kıbrıs’ta adil, kalıcı ve sürdürülebilir bir anlaşma sağlanması gerekmektedir.

Türklerin azınlık, Rumların egemen çoğunluk olduğu Rum tezi gerçeklerin

çarpıtılmasıdır.Kimse Türklerin 1960 Anayasası’nda sahip oldukları hakları hak etmediğiniifadeye yol açan böyle bir tezi sahiplenemez.

Kimse Türkiye’nin garantörlükten vazgeçmesini isteyemez.

Kimse Doğu Akdeniz Bölgesi’nde Türkiye ve KKTC’yi yok sayamaz.

AB içerisinde Enosis’i gerçekleştirdiklerini resmi ağızlardan açıklayan Kıbrıs

Rum yönetimi, Kıbrıs Türkleri’ne ve Anavatan Türkiye’ye güven veremez.

Kıbrıs’ta Kıbrıslı Türkler ve Kıbrıslı Rumlar değil, Kıbrıslılar olduğu şeklindeki

Rum tezinin dayandığı bir görüşme zeminine dayanarak eşitlik, ortaklık ve adil paylaşımı öngören bir federasyon tezinin reddedilmesi ile egemenliğin tek sahibinin Rumların olduğu fikrine dayanan; her konuda uzlaşmaz, asla kabul edilemez bir tavır sergileyen tutum karşısında kalan tek çıkar yol:

İKİ EŞİT EGEMEN DEVLETLİ ÇÖZÜMDÜR!.

 

KKTC Meclisi ve Hükümeti ile Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin iki devletli çözüm

iradesinin dikkate alınması elzemdir.

Bu iradeye kimse karşı çıkamaz ve alternatif çözüm önerileri ile sulandıramaz.

KKTC’nin geleceğinin baskı altında tutulmaya çalışıldığı, Doğu Akdeniz’de Hidrokarbon yatakları ile yaşanan son gelişmelerin ışığında: MAVİ VATAN bütünlüğünde KKTC’nin bağımsız bir devlet olarak tanıtılma zamanıdır.

Bu çerçevede: İki halk, iki devlet, iki demokrasi ve garantilerin devamı sağlanacak

Kıbrıs’ta iki eşit devlet sonsuza kadar yaşayacaktır.

Bu duygu ve düşüncelerle “Mutlu Barış Harekâtımızın “45. yıldönümünde

KKTC’yi, Kıbrıs Türk’üne canları ve kanları pahasına armağan eden yiğit insanları

şükran duygularıyla yâd edip; şehitlerimizi rahmet ve minnetle anar; Anavatan

Türkiye’mizden Yavru Vatan Kıbrıs’ımızın kahraman direnişçilerine, mücahit halkına

kucak dolusu sevgilerimizi, selamlarımızı iletir ve haykırırız:

TÜRK VATANI BÖLÜNMEZ BİR BÜTÜNDÜR.

TÜRK KIBRIS, BU BÜTÜNÜN AYRILMAZ BİR PARÇASIDIR.

DİL BİR, BAYRAK BİR, VATAN BİR OLDUKÇA BU BERABERLİK

SÜRECEK, YÜKSELEN BAYRAK İNMEYECEKTİR!...

 

Yakan CUMALIOĞLU

Kıbrıs Milli Koordinasyon Komitesi

Başkanı