LİBYA-YUNANISTAN ve BATI TRAKYA SORUNU
Türkiye- Libya anlaşmasının tüm
dünyada yankıları sürerken, Türkiye Akdeniz’de oynanan oyunları tek tek bozmaya
devam ediyor. Kıta sahanlığı ve Münhasır ekonomik bölgenin Libya ile
anlaşılması sonucunda Yunanistan Türkiye aleyhinde kapı kapı dolaşsa da tatmin
olacağı bir destek bulamamıştır. Bunun yanı sıra Türkiye bugün AKINCI insansız
hava aracının ilk uçuşunu gerçekleştirerek Yunan kamuoyunu ikinci şoka
sokmuştur. Yunan kamuoyu ''ilk prototipi 1982 yılında uçan, 37 yıldır üzerinde
çalıştığımız 4 adet Pigasos II'nin Yunan hava kuvvelerine teslimatını
bekliyoruz'' gibi kendi kendileriyle dalga geçen açıklamalar ile
çalkalanmaktadır.
Yunanistan’ın
Ege’de işgal ettiği ve ayrıca Lozan’a aykırı olarak silahlandırdığı Ege adaları
sorunu ve Taşöz adası açıklarında uluslararası anlaşmalara aykırı olarak
çıkardığı petrol sorunu yanı sıra bir de artık kırmızı alarm veren Batı Trakya
sorunu vardır.Yunanistan, Neuilly Barış Antlaşması sonrası Batı Trakya’yı
Bulgaristan’dan kendisine veren 4 ülke (İngiltere, Fransa, İtalya ve Japonya)
ile bir de ”Azınlık haklarının korunmasına dair” 1920 yılındaki Sevr antlaşması
imzalamıştır. Yunanistan, Batı Trakya Müslüman Türk Azınlığın özerklik
haklarını gasp etmesiyle birlikte aslında bu anlaşmalara da uymamaktadır.
Yunan Sevr'inin azınlıkların
korunmasıyla ilgili olan I. Bölümü, bu antlaşmanın getirdiği azınlık
hükümlerinin Milletler Cemiyeti güvencesi altında olduğunu, Konsey'in çoğunluk
kararı olmadan değiştirilemeyeceğini, ayrıca bu hükümler konusunda Yunanistan
ile antlaşmaya taraf veya Milletler Cemiyeti(Birleşmiş Milletler) Konseyi üyesi
olan herhangi bir ülke arasında bir anlaşmazlık çıkarsa, bu ülkelerin
istedikleri takdirde Yunanistan'ı zorunlu olarak Uluslararası Daimi Adalet
Divanı'na götürebileceklerini, bu durumda Divan'ın kararının kesin olacağını
öngören 16. Madde ile son bulmaktadır.
Bu sebeplerden
ötürü Batı Trakya şu anda Yunanistan’ın anlaşmalara uymamasından dolayı aslında
boşa çıkmakta, kimsenin sahip olmadığı bir bölge konumuna gelmektedir.
Yunanistan bu şekilde Batı Trakya üzerinden Balkanlarda yeniden bir
istikrarsızlık yaratmakta, Balkanları savaşa götürecek tehlikeli bir yolun
taşlarını döşemektedir. Bazı ülkeler de buna göz yummakta, sanırım Balkanlarda
haritaların değişmesini istemektedir.
Bu tehlikeli oyuna Yunanistan
derhal son vermeli, Batı Trakya Müslüman Türk Azınlığın özerklik haklarını iade
etmelidir.Aksi halde Batı Trakya’dan zorunlu göç politikası yüzünden giden ve
vatandaşlığını kaybedenlerle birlikte bugün yaklaşık 1.000.000 Batı Trakyalının
bölgenin kaderini tayin etmek üzere plebisit yapmak zorunda kalacağı kaçınılmaz
bir hukuki gerçektir.
Saygılarımla,
Ferruh ÖZKAN Yunanistan Türkleri Kültür Ve Dayanışma Derneği Genel Başkanı Özerk Batı
Trakya Müzakere Meclisi Kurucu Başkanı