Karadeniz’deki İstikrar ve Montrö
Karadeniz’de Rusya ve Ukrayna arasındaki gerilim tırmanıyor. Bu
da kaçınılmaz olarak Türkiye üzerinde baskıyı artırıyor. ABD ve NATO’nun
Ukrayna’yı desteklemesi de Türkiye’deki Montrö ve İstanbul Kanalı tartışmaları
da Türkiye’yi sıkıştırıyor. Sorunu anlamak ve olası gelişmeleri öngörebilmek
için önce tarafların tutumlarına bakalım.
Ukrayna, Rusya’yı tahrik ediyor. NATO
üyeliğini sürekli gündemde tutuyor. Sıkışınca da ABD’den ve Avrupa Birliği’nden
destek istiyor. 2014’ten beri çatışmaların yaşandığı Ukrayna’nın doğu
sınırındaki Donbass, Rusya’ya yakın coğrafi konumu, ekonomisi ve sanayisiyle de
dikkat çekiyor. Zengin kömür yataklarına sahip. 100 milyon ton kömür rezerviyle
Avrupa’nın 4. büyük maden bölgesi. Ukrayna’nın topraklarının yüzde 5’i,
nüfusunun yüzde 10’u, GSMH’sinin yüzde 20’si, ihracatının yüzde 25’i bu
bölgede. Sınırın iki tarafı da madencilik ve ağır sanayi tesisleriyle öne
çıkıyor. Bölgedeki Rus nüfusun yoğunluğu ve Rusya’yla yakın ilişkileri,
gerilimi tırmandırıyor.
Rusya, 2014’te sert ve hızlı bir hamleyle
Kırım’ı ilhak etti. Karadeniz’in NATO denizi, NATO gölü olmasını istemiyor.
Ukrayna ve Gürcistan’ın NATO üyeliğine karşı çıkıyor. ABD’nin, Rusya’yı Baltık
Denizi, Doğu Avrupa, Balkanlar, Doğu Akdeniz ve Karadeniz üzerinden kuşatmaya
çalıştığını görüyor. Rusya’nın Ankara Büyükelçisi Aleksey Yerhov’un, Dışişleri Bakanlığı
Sözcüsü Mariya Zaharova’nın,
Devlet Başkanı Vladimir
Putin’in, Dışişleri Bakanı Sergey
Lavrov’un ardı ardına Montrö’yle ilgili hassasiyetlerini
açıklamalarının ardından önceki gün de Moskova, Türkiye’ye yapılan uçuşları 1.5
aylığına sınırladı. Sebebini Covid-19 olarak açıklasa da zamanlama
manidar.
MONTRÖ’NÜN
ÖNEMİ
Türkiye, Karadeniz’de gerilim artarken
Montrö Boğazlar Sözleşmesi’ni tartışmaya açtı. Hata yaptı. Dahası, Ukrayna
Devlet Başkanı Volodimir
Zelenski’nin Türkiye ziyareti sonrası yapılan açıklamada, bu
ülkenin NATO üyeliğine bir kez daha destek verdi. Oysa Türkiye ve Ukrayna
arasında siyasi ve ticari ilişkileri geliştirmenin başka, bu ülkenin NATO üyesi
olmasını destekleyip Karadeniz’de gerilimi artırmanın, ABD’nin Karadeniz’de
önünü açmanın başka olduğunu söylemeliydi. Karadeniz’in, Karadeniz’e sahildar
olmayan ülkelerin konusu olmadığını, Montrö’nün bunun güvencesi olduğunu,
özellikle Ukrayna’ya çok iyi anlatmak gerekiyor.
ABD, hem doğrudan hem ABD’nin işgal ve
saldırı aygıtı olan NATO eliyle Karadeniz’de kalıcı olmak istiyor. Ukrayna
üzerinden Rusya’yı sıkıştırıyor. Montrö’yü devre dışı bırakmak, en azından
esnetmek istiyor. Karadeniz’e savaş gemileri yolluyor. Ukrayna’yı NATO üyesi
yapacağını söylüyor. Ukrayna NATO üyesi değil ama Ukraynaca; İngilizce,
Fransızca ve Rusçanın ardından, NATO’nun internet sayfasındaki dil seçenekleri
arasına girdi geçen hafta. Bu, Rusya’ya açık bir mesajdı. ABD, Türkiye’yi daha
çok baskı altına almak için farklı araçlar da kullanıyor. Bu kapsamda dün
Kanada; Türkiye’nin ürettiği İHA ve SİHA’larda kullanılan ve çok önemli olan
askeri teknoloji ürünlerinin Türkiye’ye ihracat iznini iptal etti. Gerekçesi,
İHA ve SİHA’ların Azerbaycan tarafından Dağlık Karabağ’da kullanılması.
Bu koşullarda yapılacaklar belli: Tarihi çok iyi bilmek.
Montrö’ye kararlı biçimde sahip çıkmak. ABD’nin oyunlarını görmek. Bölge
merkezli dış politika izlemek.