MAKEDONYA’DAKİ NÜFUS SAYIMI VE DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ…
Özcan
Pehlivanoğlu kardeşimiz Balkan Türklüğü ile devamlı ilgilenmektedir. Kendisi
mümkün olduğu kadar ve doğru uyarılarda bulunur. Türkleri bölücü, birbiriyle
çatıştırıcı tuzaklara dikkat çeker.
Her Türk’e düşen görev, dünyanın neresinde olursa olsun; Türk
Devlet, topluluk ve federal yapıda olan soydaşlarımızın varlığını tanıtmak ve
fark ettirmek olmalıdır. Tanıtımı ilişki kurmak ve sürdürmek takip eder. Bu
konuda Aydınlar Ocağı Genel Merkezi değişik tarihlerde Kosova, Bosna Hersek ve
Makedonya’ya kültür gezileri düzenlemiş, Kosova Aydınlar Ocağımızın düzenlediği
anma toplantılarına kalabalık heyetlerle katılmış ve olumlu izler bırakmıştır.
Pirizren
Üniversitesine yayınlar hediye etmiş ve ziyaretlerde yayınladığı kitaplardan
takdim etmiştir. Mevcut ilişkileri çeşitli şekillerde sürdürmektedir. Birçok
yerde Türk - Osmanlı tarihi eserleri yok edilerek fiziki bir asimilasyona
uğratıldığı gibi, Türklere yeni ve yabancı kimlik ve isimler dayatılmakta;
çirkin ırkçı uygulamalar görülmektedir. Türkler en yoğun ve sistemli eritmeye
(asimilasyona) uğrayan toplulukların başında yer alırlar. Bunların kimlik ve
demokratik haklardan yararlanmaları önlenir. Türklere yapılan insan hakları
ihlallerinin ortaya konması, ihmal edilmesi adeta adettendir. Türkiye Türkleri
bunları ihmal ettiği oranda onlar da bulundukları dış vatan topraklarında
itilir ve kakılırlar.
Türk’e
karşı Türkiye’de ırkçılık yapan bazı Türkiyeliler de gerçekleri saptırıcı etnik
gurup haklarıyla uğraşırlar. Bazılarının dış destekli özerklik benzeri tanınma
talepleri hep öne çıkarılır. Bazı işsiz güçsüz, faal veya emekli siyasetçi veya
bazı basın mensupları için tek sorun Kürt sorunudur. Bu yolla dışarıdan
beslenme de sağlanır ve işbirliği yürütülür. Türklerin talep bile etmediğini
onlara rağmen talep ederler. Vatandaş da şaşırır kalır.
Bütünün
neredeyse inkar edildiği ortamda parça bütünü ufalamada kullanılır.Bazı geri
zekalılar sadece Türkiye’de etnik sorunun bulunduğunu zannederler.Sosyal
bütünleşme onlara göre sosyal çözülmedir. Toplumlar çözülerek rahatlar ve sözde
bütünleşir!. Hedef demokratik hakların elde edilmesi değil; ülkenin açık
artırmaya çıkarılmasıdır. Bunun için çok kültürlülük virüsü bünyenize uysun
uymasın bilhassa anayasa değişmelerinde dayatılır.