MİLLİ DEVLET DÜŞMANLIĞI NEDEN?
Milli devlet ortak iradeleri ve
tasavvurları şekillenmemiş ortak bir geçmişe ve geleceğe inanma durumunda
olmayan kolayca çözülen kalabalıkların değil; milletin, milletleşme yönünde
mesafe almış toplumların örgütlenmiş, halidir. Milletleşme süreci de her türlü
boy, kabile, aşiret, etnisite, mezhep, cemaat ve bölgecilik şuurunun üstünde
milli seviyede kültürel bir mutabakata ve mensubiyet şuuruna varılabilmesi ve
bunlardan pay ve güç alınabilmesidir. Milli devletlerin milli kimliği olur.
Kurucu bir iradesi ve unsuru vardır. Yaşama tarzı belirli bir coğrafyaya
damgasını vurmuş ve orayı vatanlaştırmıştır. Milli kimlik herkes tarafında
paylaşılır. Etnik çağrışım yapmaz; milli kimlikle yarışmaz ve rakip
gösterilemez. Koronavirüs salgını dolayısıyla Türkiye’nin uçaklar göndererek
yurt dışındaki vatandaşlarını ülkeye getirme erdemi ve hemen hemen her konuda
ayırım yapmaması, milli devlet olmanın gereğidir. Milli Mücadele sonrasında
Ankara hükümeti milli bir devletin hükümeti olduğu için Lozan’da milli devlet
olarak kabul görmüştür. Büyük çoğunluk ve kurucu unsur, ortak irade dışlanarak
etnisiteleri yaşatmak zordur. Bütünün reddedildiği yerde parçalara yaşama hakkı
tanınmaz; ama sırası geldiğinde kullanılırlar.
Türk Milletinin kurucu unsuru
Milli Mücadeleye soyunmuş Türkler ve kendilerini bu vatanın ayrılmaz bir
parçası olarak gören ve kendilerini Türk olarak hissedenlerdir. Virüs salgını
dolayısıyla insanlarımızın etnisitelerine bakılmaksızın onlara üstün hizmetler
götürülmüştür. Çünkü, onlar TC vatandaşıdırlar ve Türkdürler. Bu durum mahalli
sıfatlarının reddi de değildir. Aksi bir anlayış, mahalliliğe takılmak ve
farklılıkçı ırkçılığa özenmedir. Bugün Dünyada küresel çapta milli devletler
sistemi işlemektedir. Kimsenin amuda kalkarak Dünyayı seyretmesine ihtiyaç yoktur.
Milli devletlerin yerini alabileceği ileri sürülen uluslar üstü kurumlar
oluşturulamamıştır. AB’nin zayıflama sebeplerinden birisi de budur. BM’nin
acıklı durumu da ortadadır.
Önü açılan milli devletlerin
üniter yapılarıyla oynandığı bir dönem yaşıyoruz. Etniklik ve mezhepçilik,
yapay cemaatleştirme gibi millet altı unsurlar başta olmak üzere, toplumu
ufalayıcı her malzeme artık ideolojik çatıştırmaların yerini almıştır. Anadolu
coğrafyasının mozaik olduğu iddiaları da bundandır. Bu coğrafyada ileri sürüldüğünün
aksine hakim Türk kültürü egemen olmuş ve kurucu unsur rolü oynamıştır. 1071
öncesinde de Türk toplulukları burada yaşamıştır. Dünyada sınırlar ortadan
kalkmamış; Dünya tek devletle
birleştirilememiştir. Bölgesel
hayali devletler içinde farklı milli devletler eritilememiştir.
Osmanlı Balkanlar’dan çözüldü,
TC’de Ortadoğu’dan çözülmeye çalışılıyor. Bundan dolayı mozaik tartışmalarına
ve çok kimliklik iddialarına sığınılıyor. Mozaik iddiaları bundan dolayı ortaya
atılıyor.
Milletleşemeyen milli devlet
olamayan ülkeler yabancı işgallerine gebedir. Suriye ve Irak milli devlet olup
içerde etnik ve mezhep kavgalarıyla uğraşmasalardı; ABD ve Rusya bu ülkelerde
at oynatamazdı.
Milli devletlere meydan okuyan
küreselci tezler büyük yara aldı; ama küreselleştirmenin hedef aldığı, engel
gördüğü milli devlet düşmanlığı, çoğu kere başka bir milli devlet adına
sürdürülmektedir. Unutulmamalıdır ki; küreselleştirmenin işleyişine tepki
gösterenler, Dünyadan soyutlanmayı ve içe kapanmayı savunmamaktadırlar. Bunu
isteseniz de yapamazsınız. Siyasi ve ekonomik ilişkilerin ve etkilerin dışında
kalamazsınız. Ancak milli çıkarlarınızı da korumak durumundasınız. Günümüzde
Dünyada sağlıklı, dengeli, adil, insan haklarına saygılı bir küreselleşme
ortamı yoktur. Dünyanın güçlü ekonomik ve siyasi ülkeleri ilişkileri
şekillendirmektedir. Serbest piyasa ekonomisi yerini kapalı ve kontrollü piyasa
ekonomisine bırakmıştır. Küreselleştirme sadece ekonomik bir konu değildir.
Dinler bile şekillendirilmek istenmektedir. Evangelistlerin çabaları bundandır.
Bundan dolayı İslam ılımlılaştırılıp yozlaştırılıp kontrol altına alınıp
küresel güce bağlanmak isteniyor. Türkiye’de dış güdümlü 15 Temmuz 2016 işgal
ve darbe teşebbüsü neden yapıldı?
Milli devleti reddetmek, federal
bir yapıya geçmek ve egemenliği paylaşacak yeni ortaklar aramaktır. Milli
devleti reddedenler bir süper güç ve patron devlete yanaşmak durumundadırlar.
Federal yapı ve eyalet sistemine geçiş bugünlerde kötü örneklerle doludur.
Virüs salgını karşısında ABD eyalet sistemi içinde olduğu için bocalamış, çok
başlı olmuştur. Bölücülüğün ve toprak bütünlüğünün sorun olmadığı ABD böyle
olursa; yarın Türkiye nelerle karşılaşacaktır?
Türkiye açık artırmaya
çıkarılmamıştır ve etnik bir havuz da değildir. Etnisitelere kültürel haklar
tanımak ile siyasi tanıma farklı şeylerdir