MUSTAFA KEMAL ATATÜRK’DE MİLLİ DEVLET FİKRİ
Mustafa Kemal Osmanlı İmparatorluğu, Avusturya-Macaristan, Çarlık Rusya vb.
büyük imparatorlukların yıkılarak yeni dünya düzenine uygun milli ( ulus )
devletlerin doğacağını söyleyen ender kişilerden biridir. Çöküş süreci içindeki
Osmanlı İmparatorluğu üzerine Türkiye Cumhuriyeti’ni kurarak her alanda
gerçekleştirdiği inkılaplarla tüm dünya kamuoyunu kendisine hayran bırakan çok
büyük bir otorite, bir dahi, usta bir stratejist ve büyük bir devlet adamıdır.
Atatürk, bütün Türk Dünyası ve özellikle Azerbaycan Türkleri tarafından da
takdirle karşılanmıştır. O’nun Türk Dünyası’na olan ilgisi, muhabbeti ve
hasreti, bu konudaki düşünceleri Türklük ve Türk Milliyetçiliği duyguları ile
alakalıdır.
Mustafa Kemal’in teşkilatçılığı görev yaptığı yerlerde hemen kendisini
gösteriyor ve henüz Kurmay Yüzbaşı iken 1905 yılında, Şam’da ilk teşkilatını
kuruyor ve bu teşkilat “ VATAN VE HÜRRİYET CEMİYETİ “ adını alıyor. Yeni bir
milli devlet ve ülke için bir avuç silah arkadaşı ile parola “ YA İSTİKLAL YA
ÖLÜM“ diyerek sonunda tarihin seyrini değiştiriyor.
O, Conk Bayırı, Anafartalar, Arı Burnu ve Suvla kahramanıdır. Boğazları,
Payitahtı ve Hilafeti kurtaran, cesareti ve kararları ile askeri şahlandıran ve
ünü Anadolu’ya yayılan efsane bir insandı. O, Bitlis’te ve Muş’ta Rusları
püskürten, 7. Ordu Komutanı olarak, Halep’te İngilizlere karşı savaşan,
Suriye’de Yıldırım Orduları Komutanı ve Osmanlı’nın en büyük nişanına lâyık
görülen bir kahramandı.
Mustafa Kemal, Türk’e büyük bir hayranlık duyardı. Ve sözlerinden birinde
şöyle söylüyor: “ Benim yaradılışımda fevkalade bir hal var ise; o da Türk
olarak dünyaya gelmemdir.” Başka bir yazısında da Türk’ü şöyle tarif
ediyor: “ Bu memleket, dünyanın beklemediği, asla ümit etmediği bir müstesna
mevcudiyetin yüksek tecellisine, yüksek sahne oldu. Bu sahne en aşağı 7 bin
senelik bir Türk beşiğidir. Beşik tabiatın rüzgarları ile sallandı; beşiğin
içindeki çocuk tabiatın yağmurları ile yıkandı. O çocuk tabiatın
şimşeklerinden, yıldırımlarından, kasırgalarından evvela korkar gibi oldu, sonra
onlara alıştı; onları tabiatın babası olarak tanıdı; onların oğlu oldu. Bir gün
o tabiat oldu; şimşek, yıldırım güneş oldu; Türk oldu. Türk budur,
yıldırımdır, kasırgadır, dünyayı aydınlatan güneştir.”
1920 yılında Azerbaycan’dan kopan Nahçıvan, İran ve Ermenistan arasına
sıkışıp kalmışken, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk kendi
parasıyla İran’dan toprak satın alarak Nahçıvan Özerk Bölgesi ile bugünkü milli
sınırlarımızı oluşturuyor. Atatürk’ü anlamayanlar, O’nu sevmeyenler, O’nun
dünya siyasetini ve geleceğin milli devletler üzerine kurulacağını doğru
okumasını ne yazık ki, bir türlü kavrayamamışlar.
Son olarak şunu söyleyebiliriz: Mustafa Kemal Atatürk’ün fikir ve
düşünceleri asla ölmeyip gönüllerimizde yaşayacaktır ve mutlaka yaşatılmalıdır.
Ancak milli ülküler milli devlet olmayı gerektirir. Mustafa Kemal’de bunu
yapmaya çalışmış ve başarmıştır.