" Herkes Yasa Önünde Eşittir ve Ayrım Gözetilmeksizin Yasanın Korunmasından Eşit Olarak Yararlanma Hakkına Sahiptir... "

Haberler

SULARIMIZI YOK ETMEYELİM!

shadow

Birleşmiş Milletler 22 Mart 1993 Yılında yaptığı Genel Kurulunda,içilebilir su kaynaklarının korunması ve çoğaltılması konusunda somut adımlar atılmasının sağlanmasında teşvik olması amacıyla 22 Mart tarihini ‘’ Dünya Su Günü’’ olarak ilan etti.

 

30 Yıldır Dünya da gelecekteki en büyük savaşların‘’Su Savaşları’’olacağı konuşulmaktadır. Bu sebeple dünya genelinde yapılan bütün Habitat toplantılarımda suyun önemi anlatılsa da ülkemizde Çanakkale bölgesinde Kaz Dağları,Bilecik-Bozüyük Ormanlık alanları ile Tokat ve Amasya havzasını etkisi altına alacak kadar olan Erbaa Ormanlık alanlarında Siyanürle Maden Aranmasına Ruhsat izni verilmesi ve Türkiye’nin en fazla bol yağış alan Doğu Karadeniz Bölgesine ve Trabzon Ormanlarına Maden Arama ve Çıkarılması İzni verilmesi ile ilgili kanunların çıkarılması gibi yapılan yanlış çalışmalar Fabrika Ayarları ile oynan ,Doğanın bozulmasıyla Yağmur Ormanlarımızın ve Sularımızın yok olmasına neden olmaktadır.


İhaneti affetmeyen Tabiat buna karşılık olarak;Toprağın yapısını bozacak erozyon ve obruk oluşması gibi doğa olayları ile küresel Isınma neticesinde yaşanan iklim değişiklikleri,Akdeniz bölgesinde zamansız dolu ve don olayları,Karadeniz ve Ege bölgesinde aşırı yağmurlar ve sel olayları ile ülke genelinde yaşanan Orman yangınlarıyla cevap vermekle kalmamış, Toprağın arazi yapısını bozarak yeryüzü ve yeraltı su yollarının değişmesi ile Tuz Gölü ve Salda gibi bir çok göl sularının çekilmesiyle kurumasına sebep olarak KURAKLIK TEHLİKESİ göstermiştir.


Devlet Su İşleri (DSİ) verilerine göre, 2030 yılında 100 milyon nüfusa ulaşacağı tahmin edilen Türkiye’nin,kişi başına 1.120 metreküp kullanılabilir su miktarıyla su sıkıntısı çeken bir ülke konumuna geleceği bildirilmektedir.

22 Mart Dünya Su Günü dolayısıyla 2021 yılında yaşanan tabiat olayları ile yeterince sulama yapılamadığından tarım imalatındaki düşüş göz önüne alınarak,Yaşamın kaynağında ve her anında var olan suyun gücünü önemseyerek bu bağlamda ülkemizin geleceği için yapılacak çalışmaların,Küresel su sorununa karşı kaynaklarımızın iyi yönetimini ve sürdürülebilirliğini sağlamak için sadece Paris İklim Anlaşması imzalanmasının yetmeyeceği,Öncelikli çözümün Paris İklim Anlaşmasının ruhuna uygun hareket ederek,Ormanlık alanlara Maden Arama ve İmar Ruhsatı İzinleri verilmeyip,Doğayı bozmayacak projelere onay verilmesinden geçtiğine, ayrıca toplumun her alanda suyu idareli,temiz ve verimli kullanmasının sağlanması için gerekli eğitim ve çalışmalar yapılarak gelecekte oluşabilecek Su krizi risklerine karşı ancak önlemler alabiliriz.

Sularımızı yok etmeyelim.