DÜNYA KAMUOYUNA DUYURULUR....ABD Temsilciler Meclisi'nin Almış olduğu kararları şiddetle kınıyoruz.
DÜNYA KAMUOYUNA DUYURU
I.Birinci Dünya Savaşı sırasında Osmanlı İmparatorluğu, Doğu
İllerinde yaşayan bazı Ermeni yurttaşlarını, siyasi emelleri doğrultusunda
kullanan Batılı ülkelerce (özellikle Fransa, İngiltere, Rusya ve ABD’nin)
kışkırtmaları sonucu çıkartılan, silahlı ayaklanmaları bastırmak ve bunların
güvenliğini sağlamak amacıyla, savaş alanı dışına çıkartmak için 104 yıl evvel,
1915 yılında Tehcir Kanununu çıkartmıştır. Düşmanla işbirliği yapan Taşnak ve
Hınçak örgütü yanlılarını, Osmanlı ülkesi içinde başka bir vilayet’te zorunlu
yerleşime (Tehcir) tabi tutmuştur. Pek fazla insan Haklarına riayet edilmeyen
günümüze baktığımızda, Osmanlı’nın zorunlu yerleştirme kararı bu gün için bile
en İnsani çözüm olarak kabul görür. Osmanlı Devleti’de yurttaşlarına bunu
uygulamıştır. İşte ”Sözde Ermeni Soykırımı’’ iddialarının temelini bu olay
teşkil etmektedir.
II. ‘Sözde Ermeni Soykırımı’
Osmanlı Türk toprakları üzerine kurulan Türkiye Cumhuriyeti Devleti aleyhine
1973 Kıbrıs Barış Harekatı sonrasında, bir kısım devletler tarafından siyasi ve
ekonomik çıkar amaçlı olarak sıklıkla kullanılmış ve kullanılmaya devam
edilmektedir. Bunun en yeni örneği ABD Temsilciler Meclisi tarafından 30 EKİM 2019
tarihinde 'Ermeni Soykırımı konusunda ABD'nin Tutumunu Teyit' adı altında
tarihi siyasete alet eden bir kararı benimsemesidir.
III. Alınan bu karar vicdana,
ahlaka ve tarihi gerçeklere ve kendi arşiv verilerine tamamen aykırıdır. Sırf
siyaseten alınan bu karar, alanlar için bir utanç kaynağıdır. ABD Temsilciler
Meclisi’nin, bu kararı Türkiye’nin kendi sınırını güven altına almak için
başlattığı “Barış Pınarı Harekâtı” döneminde alması düşündürücüdür. Türkiye
Barış Pınarı Harekâtı’nı hemen sınırında meşru savunma hakkı gereği yapmasına karşılık,
ABD Silahlı Kuvvetleri 11.000 KM. uzaktan denizaşırı ülkesinden, Suriye ve Irak
topraklarına petrol ve doğal kaynaklara el koymak için gelmiştir.
IV. ABD’nin geçmişine
baktığımızda, Amerikan yerlileri olan, Kızılderilileri sistematik bir biçimde nasıl
yok ettikleri unutulmamıştır. Yakın zamanda ise, kendisi için tehdit gördüğü,
Güney Amerika, Vietnam, Afganistan gibi ülkelere müdahaleyi kendinde bir hak
olarak görmekte ve İnsan Hakları’nı hiçe sayarak ihlallerini yapmaktadır.
ABD’nin 2002 yılından itibaren askeri hapishane olarak kullandığı Küba’daki Guantanamo
Kampı’nda, 2003 yılında, Irak’ta Ebu Garib Cezaevi'nde binlerce
tutuklulara yaptıkları insanlık dışı işkenceler hala Dünya Kamuoyunun
hafızasındadır.
V. Soykırım kavram ve olgu olarak
; 9 Aralık 1948 tarihinde Birleşmiş Milletler tarafından “Soykırım Suçunun
Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi” kabul edilmiş ve 12 Ocak 1951
tarihinde de yürürlüğe girmiştir. Bu tarihten itibaren de hukuk ve siyaset
kaynaklarına kavram olarak girmiş ve bir suç olarak kabul görmüştür. Sözleşmeye
göre, ulusal, etnik, ırksal ya da dinsel bir grubu, kısmen ya da tamamen
ortadan kaldırmak amacıyla işlenen aşağıdaki fiillerden herhangi biri, soykırım
suçunu oluşturur: (a) Gruba mensup olanların öldürülmesi, (b) Grubun
mensuplarına ciddi surette bedensel ya da zihinsel zarar verilmesi, (c) Grubun
bütünüyle ya da kısmen, fiziksel varlığını ortadan kaldıracağı hesaplanarak,
yaşam şartlarını kasten değiştirmek, (d) Grup içinde doğumları engellemek
amacıyla önlemler almak, (e) Gruba mensup çocukları zorla bir başka gruba
nakletmek,
Soykırım Suçu olarak kabul
edilmiştir. 1951 yılı soykırım için bir milattır. 12 OCAK 1950 evvel cereyan
etmiş olaylar ‘Soykırım Suçu’ kapsamı dışındadır.
1950 öncesi yaşananlara ilişkin,
ABD Temsilciler Meclisi veya diğer ülkelerin alacağı kararlar yok hükmünde
olup, uluslararası hukuki bir değeri yoktur. Böyle kararların tek amacı vardır.
Oda dünya kamuoyunu yanıltarak, bilgi kirliliğiyle hedef ülkeleri karalamaktır.
Bunu uygulayanlar önce kedilerinin 100 yıllık tarihlerine bakmaları yeterli
olacaktır. Türk Dünyası İnsan Hakları Derneği olarak Amerika Birleşik
Devletlerini, böyle haksız ve kötü niyetle alındığı belli olan bu kararından
dolayı kınarken, bu haksızlığı dünya kamuoyu ile paylaşırız. 01.11.2019
Saygılarımızla,
Türk Dünyası İnsan Hakları
Derneği Adına Basın Sözcüsü Av.Mustafa ÖZKURT